

DOĞANIN MUCİZESİ, ÇUKUROVA’NIN GELECEĞİ: PİTAYA
Sağlığa Yararları

Yetiştirilmesi
Pitaya (Latince: Hylocereus) sıcak iklimde yetişen, kaktüslü ve çiçekli bir bitkidir. Tatlı ve ekşi pitaya olmak üzere iki türe ayrılır fakat derinlemesine incelendiğinde 2 alt tür daha bulunabilir (içi kırmızı dışı sarı veya beyaz tür – içi beyaz, dışı sarı – içi ve dışı kırmızı – içi beyaz, dışı sarı veya beyaz).
1986 yılından itibaren dünyada farklı ülkelere yayılım süreci başlamış olan pitayanın şuan Filipinler, Endonezya, Güney Amerika, Vietnam, Çin, Tayland, Türkiye ve Kıbrıs’ta yetiştirildiği bilinmektedir. Türkiye envanterine 2008 yılında Mehmet Tanrıverdi ve Ahmet Ünal isimli kişiler tarafından dahil edilmiştir ve Mersin başta olmak üzere Antalya, Adana, Muğla ve KKTC’de üretim tesisleri kurulmuştur.
Anavatanı Endonezya ve Filipinler’de buah naga (ejderha meyvesi), thanh long (yeşil ejderha), huǒ lóng guǒ (ateş ejderhası) gibi isimlerle bilinmektedir. Türkiye’de asıl adı pitaya ve ejder meyvesi olarak bilinmektedir. Gecenin kraliçesi, gökyüzü çiçeği, altın göz (sarı pitaya için), ay çiçeği gibi çeşitli adları da bulunmaktadır.
Pitaya kaktüs ailesinden bir bitki olduğu için sıcak ve nemli ortamda yetiştirilebilmektedir. Kuru toprakta kısa kök salan bitki su ihtiyacını bitki kollarından karşılar. Tüm kaktüsler gibi dikenli bir yapısı vardır. Modern tarımcılık ile yetiştirilme oranı maalesef düşüktür. Zahmetsiz ve maliyeti düşük bir meyve olmasına karşın devletler tarafından desteklenmemektedir fakat kendi imkanlarıyla yetiştirmeye başlamış kimseler pazardaki düşük rekabetten dolayı yüksek kârlar elde etmektedir. Türkiye’deki tüketim talebinin 2028 yılına dek karşılanamayacağı bu nedenle yetiştiricisinin 2028’e kadar mutlak kazanç sağlayacağı ekonomi raporlarıyla kesinleşmiştir.
Türkiye’de Akdeniz iklim kuşağında yetiştirilebilen pitaya, aynı zamanda serada iklimlendirme sistemleriyle de üretilebilmektedir. Filipinler’de 550 ile 600 gram arasında yetişen meyve, Türkiye’de 750 ve 800 gram ağırlığa ulaşabilmektedir.
1 dönüm açık araziye yaklaşık 950, 1 dönüm kapalı seraya yaklaşık 700 adet pitaya fidanı ekilebilmektedir. Yatırım için harcanan parayı ilk yılki hasat ile karşılamak mümkündür. Daha geniş arazilerde daha fazla yatırım ile modern ve kazançlı bir tarım sistemi olur. Narenciye üreticilerinin dalgalanan fiyatlar nedeniyle, aşırı yağış veya aşırı soğuk nedeniyle uğradıkları zarar maalesef yıllardır bir çözüme kavuşturulamadı. Pitaya, narenciyeden daha dayanıklı ve koruması kolay bir bitki olduğu için narenciye üreticilerinin en azından bahçelerinin bir kısmında dahi olsa pitaya yetiştirmeleri kendileri için bir sigortadır.
Abartılarla süslenerek satışı arttırılmaya çalışılan pek çok meyve ve sebzenin maddelerce uzayan sağlığa faydaları “listeleri” maalesef klişeye döndüğü için inandırıcılığını da yitirdi. Fakat pitaya meyvesi için aynısı geçerli değil. Ana vatanında etkileyici isimlerle (gecenin kraliçesi, gökyüzü çiçeği, ejder meyvesi vb.) anılan pitaya adına edilen övgüleri sonuna kadar hak etmektedir. Elbette tüm meyve, sebzelerin sağlığa faydası doğru miktarda ve aralıkta tüketildiğinde gözlenir. Pitaya meyvesinin insan vücuduna bazı yararları şunlardır:
-
İçerdiği A vitamini ile göz sağlığını korur ve görme yetisini arttırır. Pitaya A vitamini açısından havuçtan bile daha zengindir. 4 ile 12 yaş aralığındaki çocuklara düzenli tükettilirse bu çocukların ileride göz hastalıklarına yakalanmaları ve göz kusurları yaşamaları büyük anlamda engellenir.
-
Pitaya meyvesi püre haline getirilerek diğer meyvelerle karıştırıldığında veya AVM’lerden alınabilecek pitaya kasesi tüketildiğinde derideki nem oranı fark edilir biçimde artacaktır. Cilt kuruluğunu, soğuk aylarda dudak ve ağız kuruluğunu önler ve deriye güzellik katar.
-
Lifli ve düşük kalorili olduğu için metabolizmayı yoğun çalıştırır ve zayıflamayı sağlar. Batı ülkelerindeki diyetisyenlerin yeni perhiz listesinde mutlaka pitaya meyvesi yer almakta. Formunu korumak isteyen, fazla kilolarını vermek isteyenler için adeta bir kurtarıcıdır. Egzersiz ve pitaya diyeti ile kısa sürede zayıflanabilir.
-
Pitaya meyvesinin asıl zenginliği kalsiyum ve fosfordur. Kalsiyum kemik direncini arttıran ve kemiği saran kasların güçlenmesini sağlayan bir mineraldir ve hem gelişim çağındaki çocuklar için, hem de orta yaşı aşmış kimseler için hayati önem taşır. Yeterli miktarda kalsiyum alamayan kişilerde kemik erimesi, ince ve güçsüz yapı gözlenmektedir. Diğer mineral fosfor ise beyin gelişimi için yararlıdır. Beyin lobları arasındaki bağlantıyı sağlayan sinir hücrelerinin sayısını arttırır ve tembelleşmesini önler.
-
Ejder meyvesi tropik bir bitki olduğu için yetiştiği bölgenin iklim koşullarına göre de bir avantaj sağlamaktadır. Yazdan sonbahara geçişte ve sonbahar mevsimindeki ani sıcaklık değişimlerinde pek çok kişi kolayca hastalanmaktadır, nezle ve grip olmaktadır. Pitaya bünyeyi stabilize eder, böylesi küçük değişikliklerden bağışıklık sisteminin kolayca etkilenmesini engeller.

